FoR Okuma Çemberleri Değerlendirmesi (Mayıs-Haziran 2025)

“İnanan herkes, şuurlu bir şekilde ve lüzumunu ruhunda derinlemesine hissederek mutlaka kitap okumak mecburiyetindedir. Zira bizi dinsizliğe zorlayan millet ve çevreler, aynı zamanda bizi doğruya götüren vesilelerden de mahrum etmek istemektedirler.” –Prizma
Geçtiğimiz hafta ikinci turunu tamamlayan FoR okuma çemberleri yine Respect Graduate School öğrencileri için bereketli bir okuma sezonu oldu. Birbirinden farklı kitapları grup halinde okuyan hocalarımız, ayrı ayrı gruplarda 11 tane farklı kitap okuyan hocalarımız bizim için kitapları böyle değerlendirdiler…
Çemberlerimizin en güzel yanlarından biri, kitapları sadece okumakla kalmayıp, hayatımız, mesleğimiz ve duygularımızla bağdaştırabilmemizdi. Martin Eden ile idealizm ve bireysel arayışlarımızı sorguladık, Yaratılış Gerçeği ve Evrim üzerinden evrenin bütünlüğüyle birlikte varoluşumuzu yeniden ele aldık.
Gabor Maté’nin Vücudunuz Hayır Diyorsa kitabı, bizlere öz şefkat, beden-ruh dengesi ve stresle başa çıkma konularında derin bir farkındalık kazandırdı. Çoğumuz, kendimizi yeniden dinlemeye ve içsel dünyamızla barışmaya dair niyetler geliştirdik.
Allah Yolunda Bir Ömür kitabı, adanmışlığın ve bir idealin, insanlığa nasıl dokunduğunu daha iyi anlamamıza yardımcı oldu. Ölü Canlar ve Bir İdam Mahkumunun Son Günü gibi eserler ise insanlık vicdanının sınırlarını sorgulamamız için değerli bir alan sundu.
Bazen derin sosyolojik tartışmalar da yaptık. Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile modernleşme ve zaman gibi kavramları tekrar ele aldık. Faust ise bilgi, güç ve hırsın insan ruhuyla olan çatışmasını bir kez daha gözler önüne serdi.
Tezkiratul Evliya, Sabredenler Şükredenler ve Su Üstüne Yazı Yazmak okumaları, sabrın ve şükrün insana nasıl güç kattığını hatırlattı. Herkes, kendi hikayesiyle bu örnekleri karşılaştırma fırsatı buldu.
Birçok arkadaşımız için bu çember, sadece kitap okumaktan öte, içsel bir yolculuk ve psikolojik bir destek alanı oldu. Yenilikçi fikirlerin doğduğu, tartışıldığı ve zenginleştiği bir buluşma ortamıydı. Bazılarımız yazma ve düşünme yeteneklerimizi geliştirdik. Kimimiz ise düzenli okumayı başarmanın mutluluğunu yaşadı ve entelektüel perspektifimizi genişlettik.
Katılımcıların özgürce düşüncelerini paylaşabilmesi, süreci hem samimi hem de verimli kıldı. Haftalık düzenli okumalar yapmak ve aynı bölümleri tartışmak, kitaplardan alacağımız bilgiyi çok daha anlamlı hale getirdi.
Tüm bunların yanı sıra, kitaplar aracılığıyla içimizdeki iyiyi, doğruyu ve güzeli çoğaltma niyeti, hepimiz için yeni kapılar açtı. Bu okuma tutkusunu ve ruhunu etrafımıza yaymak, yeni çemberler kurmak, okumayı, paylaşmayı ve düşünmeyi birlikte çoğaltmak en büyük sorumluluğumuz olsun.
Yorumlar ()