yazgı

yazgı

bir kelime fısıldandı zamana
aynalar çatladı heyecandan
dağlar ürperdi
ağaçlar, gövdesine kazınmış ezelden beri
şu kuzey kışında
ilkbahar hayalleri belirdi

miras istedim
unutulmuş bir kelime
zamanda yankısı silinmiş bir dua

Musa gibi yürüdüm
Hızır’ın gölgesinde
her cevabın ardında
hiçlik büyüyordu
gemiler delinerek kurtuluyordu
çocuklar öldürülerek yaşatılıyordu
duvarlar sebepsiz yükseliyordu
aklım, sınırlara çarpıyordu

ben, kendime çarpıyordum
kulağım duyduğunu
ağzım söylediğini sorguluyordu
fetret ile vuslat arasında
savrulan sorular vardı

ama ahiret vardı
ve zaman
nefesimizle yarışan bir hızda akıyordu

ben vardım, ellerim vardı
kalemi sıkıca tutmazsam
sayfalar yanardı, ben yanardım
yokluğa rağmen varlık,
küfre rağmen tahiyyatlar vardı
ve yazılacak sonsuz kelimeler
yeşermemiş kalpler vardı

ben vardım, yaşam vardı, miras vardı
yaşamın bir sonu vardı