13 Kadın Magnum Fotoğrafçısının Sergisi ‘Close Enough’ Ziyarete Açıldı
Küratörlüğünü Charlotte Cotton’ın üstlendiği sergi 24 Nisan-21 Temmuz tarihleri arasında Almanya’nın Münih şehrinde ziyarete açık. Aralarında son zamanlarda ‘Hafız’ adlı kitabıyla ismini dünyaya duyuran Türk Magnum Fotoğrafçısı Sabiha Çimen’in bulunduğu 13 kadın fotoğrafçı listesi şu şekilde: Alessandra Sanguinetti, Myriam Boulos, Sabiha Çimen, Olivia Arthur, Nanna Heitmann, Lúa Ribeira, Carolyn Drake, Bieke Depoorter, Hannah Price, Cristina García Rodero, Cristina de Middel, Newsha Tavakolian ve Susan Meiseles.
Sergi, ziyaretçilerini büyük kırmızı bir ‘Close Enough’ yazısıyla karşılıyor. Her fotoğrafçıya ayrı bir köşe ayırmış olan sergide, bütün bir temadan ziyade fotoğrafçıların bireysel, güncel çalışmaları ön planda. Sergide genel olarak minimal ve nostaljik bir ambiyans tercih edilmiş ve Cristina Middel’ın açıklamasıyla sergide şu temalara yer verilmiş: beden, savaş, şiddet, cinsiyet, din, ırkçılık, aidiyet ve yaşlanma. Yer yer eski tip diyebileceğimiz televizyonlarda ve geniş ekranlarda fotoğrafçılar ve sergi ile alakalı bilgi edinmek mümkün. Girişte verilen broşürün yanı sıra ‘Close Enough’ adlı sergi kitabı da müzede satışa açık. Kitap ve broşürün üzerinde de bulunan sergi kapağı olarak Lúa Ribeira’nın “Agony in the Garden” serisinden bir fotoğraf kullanılmış.
Cristina de Middel’ın görüşleri
Sergide beden, savaş, şiddet, cinsiyet, din, ırkçılık aidiyet ve yaşlanma hakkında sorular bulacağımızı söyleyen Cristina Middel açıklama metnine erken dönem savaş fotoğrafçılığı ve Magnum Photos’dan Robert Capa ile başlıyor. Günümüz teknolojisi ile hayatımıza giren sosyal medyanın fotoğrafçılıktaki etkilerine deyinen Magnum fotoğrafçısı açıklamasının devamında sergi fikri ortaya çıktığında sorulan ve cevapsız bırakılan ilk sorulardan biri olan “‘Kadın bakışı’ var mı?” sorusunu soruyor. Yazısının son paragraflarında Magnum’daki kadın fotoğrafçıların bir sergide buluşup birlik olduklarını, belki de rekabet eksikliğinin her şeyi daha nazik ve yönetilebilir hale getirebileceğini söylüyor. Middel, ‘Close Enough’ın’ göreceli bir mesafeyi ve perspektifi ve her birimize özgün olan ‘hakikate giden yol’u’ bizi gerçekliğin daha zengin ve daha katmanlı bir versiyonuna götüren tozlu bir yol ağını ifade ettiğini belirterek yazısını sonlandırıyor.
Çağrı Adil